28 Mart 2008 Cuma

Gelin, örtüde uzlaşalım

entry-content'>


Ergenekon operasyonu ile birlikte çetelerle mücadelede iş ciddiye binince ‘uzlaşma’ söylemi geliştiren ve dayatan çevrelere cevap Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’dan geldi.
Sürekli uzlaşma çağrısı yapanların aynı şekilde milletin değerleri konusunda da uzlaşmaya açık olmaya davet eden Gündoğdu, “Uzlaşmaya bu kadar hevesliyseniz, gelin başörtü yasağının hizmet alan-veren ayrımı yapılmaksızın kaldırılmasında uzlaşalım. Çeteler ile mücadelede ve demokratikleşme yolunda atılan adımlarda uzlaşalım. Ülkemizi geriye değil, daha ileriye götürecek reformlarda anlaşalım. Ülkeyi bilinçli bir şekilde geren Mason işbirlikçiler ile mücadele edelim. Çağdaş bir ülkeye yakışır bir şekilde, üzerimize deli gömleği gibi giydirilmiş darbe anayasasını çıkartmakta ve antidemokratik oluşumların kökünü kazımakta uzlaşalım” çağrısında bulundu.

HODRİ MEYDAN

Uzlaşma konusunda gerçekten sağduyulu yaklaşan birçok sivil toplum örgütünün yanı sıra uzlaşma olarak, demokratikleşme yönünde atılan adımların önüne barikat kurmak isteyenlerin de olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Bu iki ayrımı iyi yapmak zorundayız. Bizim sözümüz, uzlaşma derken başka arayışlar içinde olanlaradır. Uzlaşmaya bu kadar hevesliyseniz, gelin başörtü yasağının hizmet alan-veren ayrımı yapılmaksızın kaldırılmasında uzlaşalım. Çeteler ile mücadelede ve demokratikleşme yolunda atılan adımlarda uzlaşalım. Yok uzlaşmadan kasıt çeteler ile pazarlık ve sivil anayasadan ödün ise buna asla razı olmayız. Hükümet asla geri adım atmamalı ve demokrasiden ödün vermemelidir. Demokratikleşme ve sivil anayasa konusunda tam tersine bir adım geri değil ileri atılmalıdır. Bizler bürokratik değil, sivil bir devlet istiyoruz” dedi.

“SİVİLLEŞME SABOTE EDİLMEK İSTENİYOR”

Demokratikleşme sürecini baltalamak isteyen çevrelerin asıl derdinin uzlaşma adı altında hükümetin çeteler karşısında elini kolunu bağlamak olduğunu kaydeden Gündoğdu, şöyle konuştu: “Asıl rahatsızlık sivil anayasa, çetelerin üzerine gidilmesi ve başörtüsü konusunda hükümetin attığı kararlı adımlardır. Bu adımların atılmasıyla eşzamanlı olarak, Mason localarının liderleri, Doğu Silahçıoğlu paşa, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın demokrasiye yakışmayan sözleri sarf etmesi ve kimi tetikçi kalemlerin köşelerinde değerlerimize saldırması, açıkça hedef göstermesi tesadüf değildir. Bu sürecin uzantısı olarak da AK Parti’ye açılan kapatma davası, sivilleşmeden rahatsız olanların düğmeye basmasıdır. Tarihimizde ilk defa yakaladığımız fırsatlar bu çevrelerce sabote edilmek isteniyor. Bu süreçte dik duruş çok önemlidir. Eğilip bükülmeden, asla geri adım atmadan hükümet üstüne düşen görevi yerine getirmelidir.”

Hiç yorum yok: